“Dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan birinin, emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış ilk kurtuluş savaşının, bir millileşme ihtilalinin romanı, şaşırtıcı bir yakın zaman destanı…” cümlesiyle sunulan Şu Çılgın Türkler (Turgut Özakman, Bilgi Yayınevi), 21. yüzyılın emperyalizme karşı manifestosu olarak ve yakın tarihimizin ayrıntılı bir yazınsal-siyasal ürünü olarak yaşamımızı zenginleştirirken duyarlılığımıza ve bilincimize apaçık bir çağrı ve katkı oluyor.
Şu Çılgın Türkler; Londra’dan işgal İstanbul’una, Atina’dan cephelere, Sovyetler Birliği’nden Hindistan’a, Ankara’dan direnişin merkezine uzanan geniş bir coğrafyada yaşananları, insan unsuru temelinde yükselen bir toplumsal savaşıma, belgeselliğin de katıldığı yazınsal bir üründür. Türk ulusu başkaldırdığında “Şu çılgın Türklerin yaptığı işe bak!” diyen emperyalistlerin başkaldırıyı alaya almalarından yola çıkarak adı konulmuş Şu Çılgın Türkler’in.
Kitapta, ulusal duyarlılık ve bilince temel oluşturacak olacak olan dünkü yaşanmışlıkları okurken duygularla dolmamak ama aynı zamanda düşünüşü ve eylemiyle “muazzam” bir örgütlenme bilgeliğini görüp hayran kalmamak ve yazılanları okurken, gözlerimizin önüne getirirken, bugünkü insanın davranış biçimlerini de aynen görmemek elde değil.
Yurdundan ve geleceğinden sorumluluk duyan insanların okuyup anlayarak ders çıkaracakları, o yaşanmışlıkları örnek alarak deney kazanacakları ve o bilinci, kararlılığı, çaresizliklerden çareler üretmeyi bugüne aktararak güçlerine güç katacakları bir ulusal kurtuluş destanı olan, 28 Haziran 1914-27 Ekim 1922 arasında yaşanılan olayları tek tek insanların ruhsal, düşünsel durumları ve davranışlarıyla birlikte aktarmasını başaran, kutsal bir antiemperyalist savaş olarak gerçekleşen “Türk mucizesi”nin tarihe kimler tarafından nasıl yazdırıldığının romanı olan Şu Çılgın Türkler; Mustafa Kemal Atatürk adının, onun düşüncelerinin, eylemlerinin, yarattıklarının dışarıdan emperyalizmle, içeriden iş birlikçileriyle yok edilmeye çalışıldığı şu günlerde çok ihtiyacımız olan bir soluk oluyor. Özgürleşen bir ulusun, kendisini özgürleştiren atalarına ödediği bir vicdan ve onur borcu olan bir tarihsel insanlık destanıdır Şu Çılgın Türkler.
Turgut Özakman, bu ulusun yetiştirdiği bir aydın olarak bu yapıtı ile borç ödüyor.
Bu borç, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın önderi Mustafa Kemal’edir.
Bu borç, canlarını, kanlarını vermeye hazır olarak onun önderliğinde bütünleşerek savaşa giren yurtsever aydınlaradır.
Bu borç, canını dişine takarak çaresizliklerden çare, umutsuzluklardan umut yaratan ve emperyalizmi dize getiren Kurtuluş Savaşımızın şehitlerine ve gazilerinedir.
Bu borç, ulus olmak için onurla direnen ve ülkesini emperyalist işgalcilerden ve onların işbirlikçilerinden kurtarmak için savaşan dedelerimize, ninelerimize olan borçtur.
İşte bu borcu ödemenin anlamlı bir örneğidir Şu Çılgın Türkler.
Yapıtta, Kurtuluş Savaşımızın nasıl ve hangi koşullarda başlatıldığı, kimlerin nerelerde neler düşünüp neler yaptığı o günlerin toplumsal siyasal ortamında nelerin nasıl yaşandığı yüzlerce belge bir araya getirilerek sunuluyor.
Mustafa Kemal başta olmak üzere ulusu direniş için örgütleyen kahramanların yaşam kesitleri, cepheden cepheye çırpınışlar (çılgınlık değil yurtseverlik!), korkuyla korkusuzluğun, yılgınlıkla umudun, yoklukla yaratmanın, iç içe geçtiği an’ların bir destana nasıl dönüştüğü anlatılıyor.
Usta bir edebiyatçı, dil sevgisiyle dolu bir yazma ve yaratma tutkunu Turgut Özakman, sanatçılığının ve aydınlığının tüm hüneriyle sunuyor Şu Çılgın Türkler’i.
Romanlaştırılan bir ulusal kurtuluş türküsü okurken hüzünle coşku, gözyaşıyla kıvanç aynı anda sarıyor içimizi.
Gözlerimiz doluyor, şaşırıyoruz ama bir kutsal savaşımın nasıl yaratılıp aydınlığa ulaştığını an an öğrendikçe de keyifleniyoruz.
Çılgınlığın ne olduğunu dünyaya gösteren bir ulusun çocukları, bu çılgınlığın nasıl yaşandığını elbette merak ediyorlar ve bunu anlayabilmenin yolu da bilgiden, bilinçten geçiyor.
Hepimizin, gençlerimizin, çocuklarımızın, her yurtseverin mutlaka okuması gereken Şu Çılgın Türkler, bu bilincin oluşmasına katkısıyla yurtseverlik damarını besliyor…