Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden Genco Erkal, bir süre kanser tedavisi görmüş ve 31 Temmuz 2024’te aramızdan ayrılmıştı. Hayatını tiyatroya adayan, politik kimliğini sanatına yansıtmaktan çekinmeyen Genco Erkal, Türkiye’de politik tiyatronun gelişimine öncülük eden isimlerden birisiydi.
Ustalarını yitirmesiyle birlikte kaybolan kabare tiyatrosundan sonra Genco Erkal’ın ardından belgeselci ve gösterimci tiyatronun da öksüz kalacağı salt bir gerçektir. Çünkü bilinçli bir şekilde yok edilen usta-çırak ilişkisi, tüm sanat dallarının yozlaştırılması, dönüştürülmesinde araç olarak kullanıldı ve ne yazık ki başarıya da ulaştı. Usta ve çırak ilişkisi yok edilince sanatın ve edebiyatın mutfağı da imha edilmiş oldu.
Oysa kabare tiyatro ile gösterimci ve belgeselci tiyatro türlerinin birçok ortak yönü vardır ki bunların başında da güldürücü ve eğlendirici olmasına rağmen temelde ciddi olan her türlü güncel sorunları ki özellikle de siyasal ve toplumsal konuları alaycı, iğneleyici ve yeren bir tutumla eleştirmesidir.
Henüz 31 yaşındayken 1969’da kurduğu “Dostlar Tiyatrosu”nda sahnelediği tüm oyunlar, eleştirel düşünceye alan açan oyunlardır. Sahneleme ve oyunculukta göstermeci biçimi benimseyen Erkal, yetmişli yıllardan itibaren belgesel tiyatroya önem vermeye başladı ve çağdaş Türk tiyatrosunun örneklerini yine Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Haldun Taner, Yaşar Kemal, Can Yücel, Behiç Ak, Ahmed Arif gibi pek çok sanatçı ve yazarların eserlerini sahneye uyarlayarak verdi.
Dostlar Abdülcanbaz Görsün
Kurucusu olduğu Dostlar Tiyatrosunun açılış oyunu “Ha Me Ka- Ha Ha Pe / Haysiyetli Milli Kalkınma ve Hak Hukuk Partisi”nden sonra 1972’de sahnelediği çizgi roman karakteri“Abdülcanbaz” adlı oyun, ilk çizgi roman tiyatro denemesidir. Çadır tiyatrosu, ortaoyunu, tuluat, kukla tiyatrosu, müzikli tiyatro gibi birçok tiyatro türünü barındıran Abdülcanbaz, ulusal bağımsızlık savaşından yenilgiyle çıkmış çelişkinin oyunudur. Bu oyunla adını duyuran tiyatro topluluğu büyük başarı elde eder. Ancak Abdülcanbaz karakterinin yaratıcısının Turhan Selçuk olduğuna dair bilgiler yanlıştır.
O yıllarda Milliyet Gazetesinde yayımlanan yabancı çizgi roman yerine Abdi İpekçi, Turhan Selçuk’tan yerli çizgi roman ister ve Turhan Selçuk da Aziz Nesin’den yardım ister. Aziz Nesin; hilekâr, düzenbaz bir turist rehberi yaratır ve bu üçkâğıtçı karaktere de “Abdülcanbaz” adını verir. Birinci öykü bitince Aziz Nesin dizeye devam etmek istemez, bu defa Rıfat Ilgaz’dan yardım isterler. Rıfat Ilgaz’dan gelen öyküler aksamaya başlayınca da Turhan Selçuk, Abdülcanbaz tiplemesinde bazı değişiklikler yaparak diziyi sürdürmeye karar verir.
Üçkâğıtçı Abdülcanbaz’ı ahlaksız, utanmaz,
arlanmaz tiplere karşı savaş veren bir karaktere dönüştürür. Kısacası Abdülcanbaz karakterinin yaratıcısı Turhan Selçuk değil, Aziz Nesin’dir.
Ahmet Mekin’in Abdülcanbaz karakterini canlandırdığı oyununda iş birlikçi İstanbul burjuvazisi gözlüklü Sami karakterini de Genco Erkal üstlenir. 12 Mart ara rejiminin geçtiği bir dönemde böylesine bir politik tiyatroyu sahneye koyması Erkal’ın cesaretinden öte boyun eğmeyen devrimci sanatçı kimliğini ortaya koyması bakımından da önemlidir. Oyunun ilk defa sahnelendiği Elhamra Pasajındaki Elhamra Tiyatrosu da Fransız Kristal Tiyatrosunun yerine yapılmıştı. Atatürk’ün 1930 ve 1932’de iki defa film izlediği Elhamra, 1930’larda İstanbul’un en seçkin mekânlarından birisiydi.
Duruşundan, çizgisinden ödün vermedi.
Ömrünü Türk tiyatrosuna adayan Genco Erkal, on yıl değişik tiyatrolarda oyuncu ve yönetmen olarak çalıştıktan sonra 1969’da kurduğu Dostlar Tiyatrosu, devrimci tiyatro topluluğuydu. Yerli ve yabancı birçok sanatçı ve yazarın eserlerini sahneye taşıdı. Pek az film projelerinde yer almış olsa da At, Faize Hücum,
Bir Delinin Hatıra Defteri filmleriyle aldığı ödüllerin yanı sıra sahnelediği tiyatro oyunlarıyla da Afife Jale, Avni Dilligil, İsmail Dümbüllü, Sadri Alışık gibi Türk tiyatrosunun ustaları adına verilen önemli ödüllere layık görüldü. Bunların yanı sıra pek çok yerli ve uluslararası film festivallerinde ödüllendirildi, yabancı film projelerinde yer aldı.
Atatürk’ün öldüğü yıl İstanbul’da doğan Genco Erkal’ın babası Mehmet Reşat Erkal, deniz subayı, annesi Nebahat Erkal ise terzi ve moda tasarımcısıydı. İlkokulu Galatasaray Lisesinde, orta öğrenimini Robert Kolejinde tamamlamış, İstanbul Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun olmuştu. Genco Erkal bir sanat adamı, Rönesans mirasçısı, Atatürk’ün başlattığı aydınlanma meşalesini baskılara, yıldırma politikalarına karşı yılmadan taşıyan, Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerinin ödün vermeyen devrimci savunucusuydu. En son 2021’de attığı tweet yüzünden hakkında iddianameler hazırlanmış, soruşturmalar başlatılmış, 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle davalar açılmıştı. Ömrü boyunca baskı ve yıldırmalara rağmen yılmamış, duruşunu ve çizgisini bozmamış, devrimci tavrından ve söyleminden sapmamıştı. Çünkü o, düzenin düzensizliğine ve bu ortamdan doğan ahlaksız, namussuz, utanmaz sömürücü, zalim tiplere karşı savaşan, iyiden, haklıdan, ezilenden yana tavrını açıkça koyan, yeri geldiğinde devrimci tokadını kullanmaktan sakınmayan sıkı bir millici, Türk tiyatrosunun da Abdülcanbaz’ıydı.